Fast Money. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Âmire Kültür Sanat Merkezi, 3 Nisan – 15 Mayıs 2019 tarihleri arasında heykeltıraş Mehmet Aksoy’un “Şamanlar ve Mitler Dünyasında” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Serginin kavramsal düzlemi için “Acımasız, ilkesiz, köksüz, ruhsuz bir dünya…” tanımlamasıyla yola çıkan Aksoy, “Artık ağaçların, suların, kurdun, kuşun, topraktaki solucanın ruhu yok. Onun için de her şey kesilebilir ve kirletilebilir” tespitini yapıyor. Doğayı kızdırmanın ağır sonuçlarının altını çizen Aksoy, heykelleriyle görünür kılmak istediği düşünceyi “İnsana, ruhlar dünyasına, içsel güce ve doğanın kutsanmasına bir gönderme yaparak, bozulan doğa insan ilişkisine dikkat çekmek istedim” diyerek özetliyor. Mehmet Aksoy sergilediği eserlerin özündeki temel düşünceyide şöyle ifade ediyor “İnsanı kızgınlıkları, sevinçleri üzüntüleri, tepkileri, davranış biçimleri ile sanatın içine çekmek. Tabii ki bütün bunları kendi sanatçı ben’i üstünden başkalarına öykünmeden kendi sanatçı kişiliği üstünden yorumlayacaksın. Kendine ait metaforlar ve onu sarmalayan formlarla anlamlandıracak sanatsal bilgi aktaracaksın, olayların şahidi, gören gözü, duyan kulağı olacaksın.” Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Âmire Kültür Sanat Merkezi Hakkında Tophane-i Âmire binası, 15. yüzyılda Bizans döneminde Ste. Claire ve Aya Photini kiliselerinin yer aldığı Metopon adlı bölgede kurulmuştur. Sultan II. Mehmet tarafından fetihten sonra kurulan top döküm merkezi, Osmanlı ordu ve donanmasının kullandığı askeri topların üretildiği yerdir. Bina, 1850’lerden sonra Osmanlı İmparatorluğu’nda silah sanayiinin merkezi olmuş, 1900’lü yıllarda bir süre eğitim merkezi olarak kullanılmıştır. 1992 yılına kadar çeşitli düzenlemeler geçiren Tophane-i Âmire binası, bu tarihte Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne devredilmiştir. Üniversitenin Tophane-i Âmire Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmete açtığı tarihi binada Tophane-i Âmire Beş Kubbe, Tophane-i Âmire Tek Kubbe ve Tophane-i Âmire Sarnıçlar olmak üzere üç ayrı sergi alanı bulunmaktadır. Osmanlı Devleti'nde top, döküm ocakları adı verilen yerlerde icra edilirdi. Bu çalışmanın yapıldığı binalar yüksek duvarlı, kubbeli, kâgir ve fazla miktarda bacaya sahip mekânlardı. Ayrıca, top dökümü için zemine açılmış büyük çukurlar, erimiş maddenin taşınması için kullanılan künkler ve döküm esnasında çıkabilecek yangın tehlikesine karşı su sarnıçları vardı. İstanbul'da bulunan Tophâne-i Âmire binasında top dökümünden dolayı meydana gelen büyük alevlerin çıkarabileceği yangınları engellemek amacı ile bal dolu fıçıların hazır tutulduğu bilinmektedir. Osmanlı İmparatorluğu`nda Fatih Sultan Mehmet`in yaptırdığı ve uzun yıllar top dökümünün gerçekleştirildiği Tophâne-i Âmire binası zaman içerisinde, birçok padişahın eklemeler yapması ile iş hacmini genişletmiş ve imparatorluğun en önemli askeri sanayi teşekkülü olma özelliğini uzun süre korumayı başarmıştır. Evliya Çelebi’ye göre II. Bayezid, Fatih Sultan Mehmet’in yaptırmış olduğu Tophâne binasının civarına bir takım binalar daha yaparak topçuların ve dökücü ustalarının yerleşimini sağlamıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, ise Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezit’in inşa ettirdiği Tophâne–i Âmire müştemilâtına ait bütün binalar yıkılarak, yerlerine yeni ve daha büyük bir Tophâne binası yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptığı bu yapı 1742 yılında geniş çaplı bir tamirat geçirmiş, 1743 tarihinde tamamen yıkılmış ve bugünkü haliyle yeniden yapılmıştır. Kâgir tophâne III. Ahmed’in emri ile Sadrazam Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1843 yılında Ohannes ve Boghos Dadian tarafından kurulan Zeytinburnu Demir Fabrikası'nın Grande Fabrique faaliyete geçmesi ile, top ve diğer silahlar bu fabrikada dökülmeye başlanmıştır. 1850 yılında fabrikanın tam kapasite ile çalışmaya başlaması ile birlikte, Tophâne–i Âmire’deki top dökümü yavaş yavaş kaldırılmış ve top dökümünün yanı sıra birçok döküm işleri de Zeytinburnu Demir Fabrikası’nda yapılmaya başlanmıştır. 14. yüzyılın başlarından itibaren Avrupa’da hızlı bir şekilde yaygınlaşmaya başlayan top dökümü ve üretimi, aynı yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlılar`da da görülmeye başlanmıştır. Osmanlıların 15. yüzyılda yakaladıkları teknik üstünlük ve top döküm anlayışı, Avrupa’da ancak 16. yüzyılın ortalarından itibaren uygulanmaya başlayabilmiştir. Ekonomik gücü, hammadde kaynakları ve teknik kadro bakımından Avrupa’nın çok ilerisinde olan Osmanlı Devleti top dökümü konusunda uzun yıllar Avrupa’nın önünde yer almıştır. Ancak 17. yüzyıldan itibaren Osmanlılar Avrupa’ya karşı olan bu üstünlüğünü yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır. Bulutların bile geçerken yavaşladığı semt, Tophane. Şimdi baktığımız yere doğru bakıyordu Casanova da, 5 çayını içerken. İstanbul yine bulutluydu belki de o zaman. Sonbaharın renkleri yavaş yavaş şehri boyarken, Cervantes de yazacağı hikayeleri biriktiriyordu Kılıç Ali Paşa Külliyesi’nin avlusunda. Denizin içinden çıkıp içeri doğru kıvrılan yokuşun, Galata Kulesi’nin gölgesine kadar uzadığı bir semt Tophane. Sokakları bayır, ara sokakları çıkmaz. Bu nedenledir ki adımlar hafif hafif, ağır ağır atılıyor burada. Sanki semti daha çok hissettirmek için yukarı doğru uzadıkça uzuyor yol. Aceleye gerek yok, Tophane-i Amire’nin üzerinden geçen bulutlar bile yavaşlıyor yeri geldiğinde. Önde Sultan tarafından 1732 yılında yaptırılan Tophane Çeşmesi ve arkada Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa’nın 1580’de Mimar Sinan’a yaptırdığı Kılıç Ali Paşa Cami Kimler bırakmamış ki bir paçasını burada. Biz de yürürken pür dikkatiz, parçaları buldukça Tophane’yi birleştiriyoruz hayalimizde. Nerede yemek yedik, nerede kahve içtik, nerede çay molası verdik bir bir yazıyoruz. Sultan Abdülmecid tarafından Garabet Amira Balyan’a yaptırılan, yapımı 1848’de tamamlanan neo-klasik üsluptaki 15 metrelik Tophane Saat Kulesi. Nusretiye Saat Kulesi olarak da bilinir. Hafif hafif yağarken gökyüzü, İstanbul’un ilk saat kulesinin etrafında ummalı bir çalışma devam ediyor. Saatin günde iki defa doğru gösterdiği zamanda olmanın keyfini çıkarıyoruz. Her saati doğru göstereceği günü hayal ederek. Galata Port projesi devam ediyor, bittiğinde eskiden zanaatçıların merkezi olan Tophane, İstanbul’un yeni kültür sanat merkezi olacak. Sultan Abdülmecid tara3ndan İngiliz mimar William James Smith`e yaptırılan, yapımı 1852’de tamamlanan Tophane Kasrı. Eskiden deniz yoluyla İstanbul’a gelen yabancı misafirlerin konakladığı 2 katlı bina, bugün Mimar Sinan Üniversite’nin kullanımında. Vakti zamanında en kaliteli mobilyalar, döşemeler ve kartonpiyer kalıpları burada yapılırmış. İstanbul yalılarının, saraylarının içinde Tophaneli bir ustanın imzası muhakkak ki varmış. Şimdi eski atölyeler yerlerini tasarım dükkanlarına, yenilenen binalara bırakıyor. Bazı binalar daha dirençli yıllara, hatta bazı ustalar var ki onlar son kalanlar. Zanaat Atelye ve Kartonpiyer Müzesi girişi Boğazkesen Caddesi’den yukarı doğru çıkarken kemerli taş bir kapının önünden geçiyoruz, geçerken de merakla içeri bakıyoruz. İçeride birbiri ardına sıralanmış sütunlar koridor boyunca devam ediyor. Yemyeşil bir bahçenin içinde masalar, masalarda sohbet eden, çay içen insanlar. Unutulmuş bir film seti gibi. Kapıda bir levha, Zanaat Atelye. 1868, Fransız Yetimhanesi olarak bilinen Saint Joseph Yetimhanesi, Cumhuriyet sonrası bir süre tütün deposu olarak kullanılmış. Sonrasında da Kemal Cinbiz’ in atölyesi olmuş. Kemal Usta 1947 yılından beri mesleğinin başında. Atelye de hala faaliyette, hem de kafesi ve müzesi ile. Kartonpiyer Müzesi 1885 yılından beri ustasından kalan ve tarihi birçok yapının kartonpiyer kalıplarını biriktiren Kemal Cinbiz neredeyse 3 asırdır Tophaneli. Malta Köşkü’nün, Adile Sultan Sarayı’nın, Sait Halim Paşa Yalısı’nın, Mısır Apartmanı’nın, Yıldız Sarayı’nın ve daha sayamadığımız yüzlerce köşk ve yalının kartonpiyerleri şimdi bu müzede. Aynı zamanda dünya üzerindeki tek kartonpiyer müzesi burası. İçeriye girince hazine arayan Indiana Jones gibi odalarını dolaşıyoruz. Her oda, kapağı sonuna kadar açılmış bir hazine sandığı. Müzeyi gezmeyi bitirip eski Saint Joseph Yetimhanesi’nin ahşap merdivenlerinden inerken, adımlarımızı daha da yavaşlatıyoruz. Son defa bir nefes çekiyoruz içimize, dolu dolu İstanbul, eski İstanbul, boğaz havasını yıllarca solumuş yalıların, sarayların, köşklerin kokusuna bulanmış İstanbul kokuyor her şey. Tarihi Tophane Taş Fırını Boğazkesen’den tırmanmaya devam ediyoruz, ilk sağdan içeri girince Kadirliler Yokuşu’nun tam ortasında yer alıyor Tarihi Tophane Taş Fırını. Fırını daha görmeden, yokuşun başında simit kokusunu içinize çekiyorsunuz zaten. Doğru yerdesiniz. Simit nasıl olması gerekiyorsa öyle burada, ilk ısırık ile birlikte çıkan çıtır sesi ve sonrasında ağıza yayılan susamın tadı. Tomtom Kaptan Sokak’da bulunan Krank Art Gallery ve Manner Cadde boyuca ilerledikçe sağlı sollu tasarım dükkanları ve sanat galerileri ile selamlaşıyoruz. Uzun süredir takip ettiğimiz Roberta Coni’nin de resimlerini yer aldığı Russo Art Gallery, Tomtom Gardens’a açılan Krank Art Gallery ve PG Art Gallery uğranması gerekenlerden. Venedik Sarayı önünden Tophane’ye bakış Biz Tomtom Kaptan Sokağı ile Boğazkesen Caddesi’nin kesiştiği köşede dururken, hafif hafif yağmur çiseliyor. İtalyan Lisesi, İtalyan Konsolosluğu, Pierre Loti Fransız İlköğretim Okulu ve Venedik Sarayı’nın da bulunduğu bu sokak açıkhava müzesi gibi. Bazı binalarda restorasyon çalışmaları hala devam ediyor. Sokağın sonunda küçük bir meydanın sol tarafında kalan Venedik Sarayı Plazzo di Venezia zamanında bir çok ressamı, diplomatı burada ağırlamış. En dikkat çekeni ise 1744 yılında İstanbul’a gelen ve 3 ay boyunca sarayda ağırlanan ünlü aşık Giacomo Casanova. Rivayete göre de, tek bir İstanbullu kadının kalbini çalamadan Venedik’e geri dönmüş. Venedik Sarayı ile eski Fransız Mahkeme Binası’nın kesiştiği yerden yukarı doğru süzülen ara sokak İstiklal Caddesi’ne kadar uzanıyor. Boğazkesen Caddesi üzerinde sokak sanatı İtalyan Lisesi’nin hemen karşındaki Tomtom Garden’ın önünden geçip köşeyi dönünce 50 yıldır büfecilik yapan Orhan Bey’in işlettiği Ünal Kafe’de dinleniyoruz. Orhan Bey burada tostları ile meşhur. “Çok yeni lokanta, cafe açıldı” buraya diyor Orhan Bey ama “benim yaptığım tost gibisi” yoktur. Müşterilerin çoğu İtalyan ve Fransızmış. Hatta “Sırf benim tostumu yemek için dışarıdan gelenler bile var.” diyor. Biz de bu kadar tost muhabbetinden dolayı acıkan bünyemizi orada dinlendirmeye karar veriyoruz. İsmini, büfenin düzenli müşterisi, İtalyan Lisesi idari bölümünde çalışan Martina Colangelo’un 7 yıldır verdiği siparişten alan “Martina” tostu sipariş ediyoruz. Yengen tost da çok güzel ama kepekli tost ekmeği arasına, kıvamında erimiş beyaz peynir ve domatesden oluşan Martina tostu enfes! Çalışanların ve esnafın birbirini ismen tanıdığı kaç semt kaldı ki? Tostumuzu yiyip aşağıya doğru iniyoruz. Önümüzde Mimar Sinan’ın eseri Kılıç Ali Paşa Cami 1580 ve Tophane Çeşmesi 1732 manzarası ile tadını çıkarıyoruz bu saatlerin. İstanbul’da yaşamanın getirdiği bir diğer şans ise şehirde dolaşırken karşılaştığınız Mimar Sinan eserleri. 1571’de İnebahtı Deniz Muharebesi’nde elinden yaralanan ünlü yazar Cervantes, savaştan sonra esir düşmüş. Ve esareti sırasında bir süre Kılıç Ali Paşa Cami’nin yapımında çalışmış. İspanya’ya dönüşü ile de yaşadıklarının bir kısmını eserlerinde yazmış. Mimar Sinan ile Cervantes’in yollarının kesiştiği bu avluda günü bitiriyoruz. Tophane’de hava sonbaharın ilk günlerini kutluyor, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve sonrasında semte ismini verene Tophane-i Amire’yi saran ağaçlar rüzgardan salınıyor. Huzur semte denizden esen rüzgar ile doluyor… İstanbul Modern’in bahçesinden bir görünüm. Ortadaki eser Adrian Villar Rojas’ın 2015 yılında yapğı “Tüm Annelerin En Güzeli I”isimli heykel. Sağda Sultan tarafından mimar Krikor Balyan’a yaptırılan, yapımı 1826’da tamamlanan barok üslubundaki Nusretiye Cami,solda Tophane Saat Kulesi Tophane’ye deniz tarafından bakmak için İstanbul Modern’in bahçesi harika bir konuma sahip. Müzenin bahçesine girerek, İstanbul Modern’e ait çağdaş sanat eserleri ile eski Tophane Meydanı’ndan kalan neo-klasik ve barok üsluptaki eserleri bir arada görebilir, Tophane’nin bugünkü ruhunu tam olarak hissedebilirsiniz. Mimar Garabet Amira Balyan’ın 1848’de yaptığı 15 metrelik Tophane Saat Kulesi’ni Koray Ariş’in Devinim ve Denge heykeli ardında görmek eşsiz. Adrian Villar Rojas’a ait heykelin ardında, mimar Krikor Balyan’ın 1826’da yaptığı Nusretiye Camii’nin barok mimarisini izlemek de çok keyifli. Tam bir Tophane sentezi. Tophane Müzeleri İstanbul Modern Meclis-i Mebusan Cad. Liman İşletmeleri Sahası Antrepo 4, 34433 Beyoğlu, İstanbul +90 212 334 73 00 Pazartesi kapalı, Salı – Pazar 1000 – 1800, Perşembe 2000’e kadar açık. 2004’te açılan İstanbul Modern’de çağdaş ve modern sanat sergileri düzenleniyor. Sürekli Sergi Salonu’nda müzenin güçlü koleksiyonunu görebilir. İstanbul Modern’in zengin daimi koleksiyonunda, hem Türk resim tarihi için önemli olan ustaların eserlerini, hem de yeni nesil sanatçıların eserlerini görebilirsiniz. Koleksiyonda Abdülmecit Efendi, Zonaro, İbrahim Çallı, Nuri İyem, Hikmet Onat, Hale Asaf, Nurullah Berk, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Fikret Mualla, Neşet Günal, Mihri Müşfik gibi Türk resim tarihinde önemli ustaların eserlerini görebileceğiniz gibi, Nuri Bilge Ceylan, Hüseyin Çağlayan, Taner Ceylan gibi yeni nesil dahilerin eserlerini de görebilirsiniz. Müzeyi rehber ücreti ödemeden rehber eşliğinde gezmek isterseniz, Perşembe ve Pazar günleri saat – saatleri için randevu alabilirsiniz. * Kartonpiyer Müzesi Boğazkesen Caddesi Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 249 80 75 Dünyanın ilk ve tek kartonpiyer müzesinde, 1885’den günümüze kalan orjinal kartonpiyerleri görmelisiniz. Haftanın her günü 0800-2000 arası açık. Tophane’de Konaklama Tomtom Suites Boğazkesen Caddesi Tomtom Kaptan Sokak 34433, Beyoglu, İstanbul +90 212 292 49 49 1901’den kalan tarihi binasında hizmet veren Tomtom Suits, Tophane’de tarih ve konforu bir arada sunuyor. Eski İstanbul manzaralı terası ve Şef Restoran Nicole’e ev sahipliği yapmasıyla öne çıkıyor. * X Flats Tophane Defterdar Yokusu Yazicizade Apt. No1 Tophane, 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 251 93 33 Boğazkesen Caddesi ve Defterdar Yokuşu köşesinde görenleri büyüleyen Yazidjizade Binası, Osmanlı İmparatorluğu dönemi yapılan lüks apartmanların ilk örneklerinden biri. 1905’te yapılan bina daima konut olarak kullanılmış. Bu tarihi binadaki 1+1 ve 2+1 daireler, X Flats Tophane tarafından kiralanıyor. * Tophane Suites Bogazkesen Caddesi No56, Tophane, 34425, Beyoglu, İstanbul +90 212 244 84 54 2016 yılında açılan Tophane Suits, oturma odası ve mutfağı olan geniş suit seçenekleriyle ile misafirlerine ev konforu sunmayı hedefliyor. Tophane Sanat Galerileri Krank Art Gallery Boğazkesen Caddesi Tomtom Kaptan Sokak Şakir Efendi Apt. 34433, Beyoğlu, İstanbul +90 212 243 57 86 Ev sahipliği yaptığı sergileri aracılığıyla, çağdaş sanatın anlatılabilir ve anlaşılabilir olduğu düşüncesini geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Roman Uranjek ve Radenko Milak’ın ortak çalışması olan “Tarihsel Karşılaşmalar” sergisi 19 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir. Pazar, Pazartesi kapalı, Salı – Cumartesi 1100 – 1900 * Russo Art Gallery Bogazkesen Caddesi 21/A Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 252 05 35 1898’de Roma açılan ve 4 kuşaktır sanat seven Russo ailesine ait olan galerinin ilk ve tek şubesi 2014’den beri Tophane’deki adresinde. Çok sevdiğimiz ressam Roberta Coni’yi de temsil eden galerideki harika resimleri görmelisiniz. Pazar, Pazartesi kapalı, Salı – Cumartesi 1100 – 1830 * PG Art Gallery Boğazkesen Caddesi Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 252 80 00 Ahmet Albayrak, Candaş Şişman, Corey Bond, Günnur Özsoy, Shilte & Portielje ve Yonca Karakaş’ın katılımıyla gerçekleşen Broken’ adlı grup sergisini 30 Ekim’e kadar ziyaret edilebilir. Pazartesi kapalı, Salı – Pazar 1100 – 1900 Tophane’de Alışveriş Cote Deco Boğazkesen Caddesi No30/A Tophane 34433, Beyoğlu, İstanbul +90 212 241 49 20 Boğazkesen Caddesi’nin hemen başında bulunan Yazidjizade Binası’ndaki yeriyle gözden kaçırmanız imkansız. Ev dekorasyonunda ilham alabileceğiniz harika bir showroom. * Mekhann Boğazkesen Caddesi No32/A Tophane 34026, Beyoğlu, İstanbul +90 212 249 78 49 Geleneksel tekniklerle ve el işçiliği ile üretilen yastıkları ve ipek eşarpları yakından görmelisiniz. * Manner Tomtom Kaptan Sokak, Tomtom Gardens No8/14 34433, Beyoğlu, İstanbul +90 212 806 02 88 Ev dekorasyonu ve tasarım oblejer bulabileceğiniz mağazanın kendisi de bir tasarım. * Hamm Boğazkesen Caddesi No71/1 Tophane, 34425, Beyoglu, İstanbul +90 533 234 11 22 Boğazkesen Caddesi’nin eski günlerini hatırlatırcasına, mobilya zanaatkarlığı bu dükkanda sürdürülüyor. Hamm’da eskidikçe güzelleşen mobilya ve dekorasyon objeleri bulabilirsiniz. Boğazkesen Caddesi, Hane 78 Hane 78 Boğazkesen Caddesi No78 Tophane, 34425, Beyoglu, İstanbul +90 212 245 30 78 Ağacın dokusunu bozmadan, el işi ve zanaatkar yöntemlerle üretilen ürünlerin sergilendiği mobilya tasarım butiği. El yapımı ayakkabı markaları Rafiks’e de yakından bakmanızı tavsiye ederiz. Boğazkesen Caddesi, Tiftix Tiftix Boğazkesen Caddesi No84/A Tophane, 34425, Beyoglu, İstanbul +90 0212 252 12 19 Etnik ve endüstriyel iç dekorasyon ürünlerini bulabileceğiniz mağazada seramik aksesuarlar ve patchwork halılar da göz alıcı. * %100 İstanbul Boğazkesen Caddesi No43/A Tophane, 34425, Beyoglu, İstanbul +90 212 245 62 09 Bir “upcycling” projesi, yani işlevini tamamlamış, atık malzemenin yeniden değerlendirilerek daha iyi kalitede ürünlere dönüştürülmesi. Bu mağazadaki ayakkabı, çanta ve defterler %100 çevreci. Boğazkesen Caddesi, Çiçek İşleri Çiçek İşleri Boğazkesen Caddesi No55 Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 244 22 11 Ahşap ve mermer aksesuarlarını sevdiğimiz Çiçek İşleri, bu sezon birbirinden renkli yastıklar üretmiş. Tophane’de Yeme – İçme Ünal Büfe Boğazkesen Caddesi No79 Tophane, 34425, Beyoglu, İstanbul +90 212 245 18 55 İtalyan Lisesi’nin 40 yıllık eski büfesi, Boğazkesen Caddesi’nde tüm tost sevenleri bekliyor. Kepekli tost ekmeği arasında beyaz peynir ve domatesle hazırlanan “Martina Tostu” tavsiyemizdir. * Zanaat Atelye Boğazkesen Caddesi Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 249 80 75 Kartonpiyer Müzesi girişindeki teras katına ve bahçeye yayılan masalarda Türk Kahvesi ya da çay molası vermelisiniz. Tavukları besleyebilir, bostanda gezebilir, bir süre için İstanbul’un tam ortasında olduğunuzu unutabilirsiniz. * Peymane Boğazkesen Caddesi Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 293 31 36 Restore edilen tarihi binadan içeri girip bahçesine çıktığınızda, Saint Joseph Yetimhanesi’nin eski duvarlarının etkisi ile Tophane’de bir önceki yüzyıla ışınlanacaksınız. * Tophane Tarihi Taş Fırını Kadirliler Yokuşu No 63 Tophane, 34443, Beyoğlu, İstanbul 90 212 249 11 17 130 yıllık odun fırını, simitleri ve Ramazan pidesi ile meşhur. 7 gün 24 saat açık olan fırında her an sıcak simit bulabilirsiniz. Boğazkesen Caddesi, Pas Coffee House Pas Coffee House Boğazkesen Caddesi Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 212 243 16 51 İç dekorasyonuna bayıldığımız Pas’ın sahiplerinin mimar olması tesadüf değil. Eskiden mimarlık ofisi olan mekanda, artık leziz bir kahve molası verebilirsiniz. * Nicole Boğazkesen Caddesi Tomtom Kaptan Sokak 34433, Beyoglu, İstanbul +90 212 292 44 67 Tomtom Suites içinde yer alan şef restoran Nicole, Michelin yıldızlı restoranlarda çalışmış şefler Kaan Sakarya ve Aylin Yazıcıoğlu’nun övgüler alan mekanı. Restoran Pazar ve Pazartesi kapalı, diğer günler servis 1830’da başlıyor. * Muggle Boğazkesen Caddesi Tophane 34425, Beyoğlu, İstanbul +90 552 221 51 50 Boğazkesen Caddesi’nde akan hayatı izlemenin tam yeri, kahve ve tatlı molasının tam zamanı. *Bu yazımız ve fotoğraflar Sky Life Kasım 2016 sayısında yayınlanmıştır. Tophane-i Amire binası, 15. yüzyılda Bizans döneminde Ste. Claire ve Aya Photini kiliselerinin yer aldığı Metopon adlı bölgede kurulmuştur. Sultan II. Mehmet tarafından fetihten sonra kurulan top döküm merkezi, Osmanlı ordu ve donanmasının kullandığı askeri topların üretildiği Tophane yi kim yaptırdı?2 Tophane-i Amire kim açtı?3 Tophane ne zaman yapılmıştır?4 Tophane adı nereden gelir?5 Bursa Kalesi kim tarafından yapılmıştır?6 Bursa Tophane de kimin türbesi var?7 Tophane ne amaçla yapılmıştır?Tophane yi kim yaptırdı?İlk olarak Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılmış ancak 1900'lü yıllara kadar, bilinmeyen bir tarihte yıkılmıştır. 2 Ağustos 1904'te yapımına tekrar başlanmış, 31 Ağustos 1905'te tamamlanarak II. Abdülhamit'in tahta çıkışı şerefine, 31 Ağustos 1906 günü Vali Reşit Mümtaz Paşa tarafından törenle hizmete Amire kim açtı?Tophane-i Amire binası, Sultan II. Mehmet tarafından Osmanlı ordu ve donanmasının kullandığı askeri topların üretildiği yer olarak ne zaman yapılmıştır?Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethinden 2 yıl sonra 1455 yılında Tersane-i Amire Haliç ve 1460 Tophane-i Amire'yi Tophane kurarak İstanbul'da ilk sanayi hamlesini başlatmıştır. Tophane, bu özelliği nedeniyle Osmanlı döneminde İstanbul'un en eski sanayi bölgelerinden biridir adı nereden gelir?tophane osmanlı döneminde yapılan ve geliştirilen ünlü top dökümhanesi bu semtte yer aldığından dolayı semt tophane ismiyle anılmaya Kalesi kim tarafından yapılmıştır?Bursa Kalesi'nin yapılışı MÖ 1. yüzyıla dayanır. İlk kez Bithynia'lılar tarafından inşa edilmiştir. Ardından Roma, Bizans ve Osmanlı devirlerinde aktif olarak kullanılmış ve tadilat görmüştür. Bursa civarı sonra gezginlerin ilgisini bir hayli Tophane de kimin türbesi var?Osman Gazi Türbesi Tophane'de Orhan Gazi Türbesi'nin yanında yer almaktadır. Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi, vasiyeti üzerine Bursa'nın alınışından sonra “Gümüşlü Kümbet” olarak tanınan ve eski bir Bizans şapeli üzerine inşa edilen bu türbeye ne amaçla yapılmıştır?Tophane Saat Kulesi Bursa'da Osmanlı padişahı II. Abdülhamit'in tahta çıkışının 29. yılı şerefine inşa edildiği rivayet edilen tarihî saat kulesi. Hakkımızda İstanbul’un fethinin hemen sonrasında Galata bölgesinin eski iskân alanının dışında, surların Doğu Kapısı önünde bir top döküm alanı tesis edilir. Bu tesisin tamamlanmasından kısa süre sonra da bu kapı “Porta delle Bombarde” adı ile anılmaya başlanır. Bu arada Yeni Saray’ın Topkapı Sarayı yapımı sırasında Tursun Bey’in sarayın Tophane’ye baktığından söz ettiğini de hatırlatmak isteriz. Muhtemelen Galata’da yerleşik Levanten nüfusun kıyı boyunca yayılmaması için kurulan bu tesisin basitçe kurulan bir top dökümhanesi ile teknelerin yanaşması için yapılmış büyükçe bir iskeleden ibaret olduğu sanılmaktadır. Evliya Çelebi, Fatih Sultan Mehmed’in 1451-81 bu alanda ağaçlar içinde derli toplu bir tophane inşa ettirdiğini, Sultan II. Bayezıd’ın ise 1481-1512 bu tesisi genişletip, odalar ilave ettiğinden bahis eder. Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre Kanuni Sultan Süleyman 1520-66 atalarının yaptırtığı bu yapıları yıkarak, yeniden bir tophane inşa ettirir. Denizden 100 adım uzakta yamacın eteğinde, dört tarafı 40 arşın takriben 28 metre uzunluğunda duvarlarla çevrili bu yapının çatısı balıksırtı padavra ince tahta örtülüdür. Dökümcüler binasına bitişik, denize yakın bir alanda ise Fatih Sultan Mehmed, Sultan II. Bayezıd ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde inşa edilen ve giriş kapısının üzerinde bir Hünkar Köşkü bulunan Topçu Odaları yer almaktadır. Matrakçı Nasuh’un 1537 tarihli Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultân Süleymân isimli albümünde, Galata surları dışında, sahilde kurşun kaplı çatısı ile yüksek bir bina, sekiz adet çeşitli boyutta top ve padavra ile örtülü, üç fenerli Tophane Binası görülmektedir. Bu dönemde Tophane bölgesine Arabacılar Kârhanesi Mescidi ile Tophane Ocağı Mescidi adıyla iki de cami yaptırılır. Çeşitli tarihlerde pek çok kere yanan bu yapılar zaman içinde tekrar tekrar inşa edilirler. Bu yapılardan, Sultan III. Selim dönemindeki yenilenmesinden sonra Câmi-i Meştâ-yı Gerdûnekeşân adı ile anılacak olan Arabacılar Kârhanesi Mescidi Sultan II. Mahmud tarafından yeniden yaptırılır. Ancak /1810-11 tarihinde yapılan bu mescid de kısa süre sonra 1823 yılındaki yangında yanar. Yerine günümüzde Tophane sahilini süslemekte olan ve şehrin Rumeli yakasındaki ilk selâtin camii olan Nusretiye Camii yapılır. Tophane Ocağı Mescidi de sık sık meydana gelen yangınlardan nasibi alır ve pek çok kere yeniden yapılır. Son olarak1956 tarihinde yapılan istimlak sırasında yıkılır ve arsası yola katılır. Tophane’yi oluşturan bazı ahşap binalar H. 1132/1720-21 tarihinde çıkan yangın sonrası hasar gördüğü için H. 1136/1723-24 tarihinde büyük bir su sarnıcı inşa ettirilir. Sarnıcın inşası için Topçubaşı İbrahim Ağa görevlendirilmiştir. Aynı yıl padişahların Tophane’yi ziyaretleri sırasında istirahat etmeleri amacıyla bir kasır da inşa edilir. Devrin tarihçilerinin “Kasr-ı Havernak” benzeri dedikleri bu kasır için bir de tarih düşülür Kıble-i iclâl kasr-ı ma’delet Hak mubarek eyleye Han Ahmed’e. H. 1158/1745-46 tarihinde Sultan I. Mahmud 1730-54 döneminde tüm Tophane yapıları, Topçubaşı ve aynı zamanda mimar olan Mustafa Ağa’nın yaptığı proje ve nezaretinde yapılan binalar ile yenilenir ve bugünkü şekliyle beş kubbeli olarak yeniden inşa edilir. Bu yeni yapının en eski görüntülerinden birini Hollandalı ressam Vanmour’un 1671-1737 bir tablosunda seyretmekteyiz. Bu yapıya ait bir diğer görüntü ise Clara Mayer’in 1794 tarihli tablosunda karşımıza çıkmaktadır. Tophane tesisleri Sultan III. Mustafa 1757-73 döneminden itibaren çeşitli kereler hızlı bir değişim geçirir ve çeşitli yapılarla genişletilir. Örneğin 1790 yılında İstanbul’u ziyaret eden Fransız vatandaşı bir doktor olan Olivier, Tophane avlusunda üç sıra anfiteatr şeklinde çok güzel kışlalar inşa edilmekte olduğunu söylemektedir. 24 Şubat 1823 günü meydana gelen Firuzağa Yangını’nda Topçu ve Arabacılar Kışlası büyük oranda zarar görür. Sultan II. Mahmud 1808-39 tarafından Top Arabacıları Kışlası ve dökümhanelerin yanı sıra bir de kâgir buhar makinehanesi ile deniz kıyısına yakın bir bölgeye malzeme ambarları inşa edilir. 1843 yılında Zeytinburnu Demir Fabrikası’nın faaliyete geçmesi ile birlikte top ve ağır silahlar bu fabrikada dökülmeye başlanır; bu tarihten sonra Tophane tesisleri daha ziyade tüfek ve top arabası gibi savaş araçlarının yapımı için kullanılır olur. 1847 yılında Sultan Abdülmecid döneminde büyük bir marangozhane kurulur. Burada yüzyılın başından beri ithal edilen sahrâ topları için lazım gelen taşıtlar, toparlaklar ve top kundakları ile mühimmat ve sıhhiye arabaları yapılmaktadır. 1863 yangınında Topçubaşı binası yanar ve Sultan Abdülaziz 1861-76 tarafından yanan binanın yeri ile Topçu Mektebi arsasının bir bölümü birleştirilerek, 1956 istimlakı sırasında yıkılacak olan Tophane Müşirliği Binası inşa ettirilir. 1867 tarihli Devlet Salnamesi’nde Tophâne-i Âmire yapıları Top dökümhanesi, buhar makinehanesi, marangozhane, demirhane, çarkhane, saraç atölyesi, nakkaş atölyesi, alethane, terzihane, avadanlıkhane, mastarhane, kılıçhane, tüfenkhane, sandık ve model atölyesi olarak sıralanmaktadır. Bu dönemde daha önceleri talim alanı olarak kullanılan ve denize yakın bir bölümünde Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan bir kule bulunan geniş alan, denize doğru doldurulur. Bu nedenle, muhtemelen sancak kulesi olarak yaptırılan ve daha sonra üzerine saat takılması nedeniyle saat kulesi olarak adlandırılan yapı kıyıdan uzaklaşmış olur. Vakanüvîs Ahmed Lûtfî Efendi Şubat 1828 tarihli bir kaydında Sultan II. Mahmud’un nümune amacıyla Ortaköy, Kuzguncuk, Rumelihisarı, Çakalburun ve Yuşa Tepesi zirvesine birer bayrak kulesi dikilmesini istediğinden bahis eder. 1851 tarihli Donanma Geçit Töreni’ni gösteren bir çizimde Ortaköy’deki kule net bir şekilde görülürse de, Tophane Kulesi çizilmemiştir. Buna karşılık 1854 tarihli Robertson fotoğrafında bayrak kulesi görülmektedir. Anlaşılan 1851-54 tarihleri arasında sancak-bayrak kulesi olarak yapılan bu yapı daha sonraları üzerine saat takıldığı için saat kulesi olarak bilinmektedir. Muhtemelen aynı tarihlerde, 1841’de İngiliz Büyükelçiliği Binası’nın yapımı için İstanbul’a gelen İngiliz mimar William James Smith tarafından bir de kasır inşa edilir. Kuzey-güney doğrultusunda, denize paralel 10x22 metre ebadında olan kâgir yapı iki katlıdır. Yapının esas cephesi, girişin bulunduğu denize doğru olan eski meydan cephesidir. Bugün caddeden görülen, bir bölümü yükselen yol seviyesinin altında kalan arka cephesidir. Birinci Dünya Savaşı sonrası önemini yitiren bu tesis ve onu oluşturan yapılar zamanla terk edilerek harap olmaya başlar ve zaman zaman çeşitli amaçlar için kullanılmaya başlanır. Bir dönem sahil kesiminde yer alan bazı bölümleri ithal arabalar için montaj atölyesi olarak kullanılır. 1956 tarihini takip eden yıllar içinde kışlaların arta kalan kısımları ile Tophane Müşirliği Binası, Meclis-i Mebusan Caddesi’nin genişletilmesi amacıyla yıkılır ve günümüze yanlızca beş kubbeli dökümhane binası ile onun doğusunda yer alan tek kubbeli yapı kalır. Tophane tesislerinin deniz bölümüne ise 1958 tarihinde liman tesisleri ve antrepolar inşa edilir. Böylelikle beşyüz yıla yakın süredir varlığını sürdürmekte olan ve XV. yüzyılı ikinci yarısı ile XVI. yüzyılın ilk yarısında dünyanın en büyük ve en nitelikli toplarının döküldüğü, İstanbul’un ilk sanayi tesislerinden biri de tarihe karışmış olur. Tophâne-i Âmire Binası 1956’dan sonra Askerî Müze olarak kullanılmak amacıyla yeniden düzenlenmeye çalışılsa da, depo alarak kullanılmaktan öteye bir gelişme görülmez. 1972 yılından itibaren restorasyon amacıyla boşaltılarak onarıma başlanırsa da büyük harcamalar gerektirdiğinden bu onarım da tamamlanamaz. 1992’de Mimar Sinan Üniversitesi’ne tahsis edilen yapıda zaman zaman sanatsal etkinlikler düzenlenmektedir. Etiketler Yorum Yap ve Değerlendir Yorum yapabilmeniz için oturum açmanız gerekmektedir. Giriş Yap veya Kayıt Ol

tophane i amire giriş ücreti 2019