İzleyicide Ayta Sözeri erkek mi diye araştırmaya başladı. Peki Kırmızı Oda Keklik Ayta Sözeri erkek mi, kadın mı? Annesi Çerkes asıllı olan Ayta Sözeri 31 Mart 1976’da doğdu. Batı Almanya doğumlu olan Ayta Sözeri 20’li yaşlarda cinsiyet değiştirmeye karar verdi. LGBT aktivisti View On WordPress AytaSözeri 31 Mart 1976, Almanya'da dünyaya geldi. Türk müzisyen ve oyuncu olarak tanınan Sözeri son günlerde herkes tarafından merak konusu oldu. Ailesiyle 1980'de İzmir'e yerleşen Ayta Sözeri Ege Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Sanat Müziği korosunda Türk Müziği eğitimi aldı. Tweet Zafer Ergin. Rıza Soylu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube'de emniyet amiri. Ekibin lideri, çimentosu, babası. Sezgileri, iradesi ve tecrübesiyle kendini mesleğine, ailesine, hayata adamış bir adam. Şevket Çoruh. Mesut Güneri. Özel ekibin komiserlerinden. 90'lı yıllarda doğuda Özel Harekat'ta görev almış. aytasozerinin erkek hali. izzet capa nin ayta sozeri roportaji. bana bastan anlat ayta sozeri kimdir youtube. ayta sozeri ilk kez anlatti unlu olma surecinde ne zorluklar yasadi youtube. cinsiyet degistiren unluler kimler sok olacaksiniz. ayta sozeri den ilginc ruzgar erkoclar yorumu onedio com. ayta sozeri erkek hali foto haberonu com. ayta SERAY_SEVERile ilgili son dakika ve en güncel haberleri bu sayfadan takip edebilirsiniz! SERAY_SEVER ile ilgili son dakika tüm gelişmeler takvim.com.tr’de yer alıyor Fast Money. Ayta Sözeri hayatını anlatırsa, röportaj değil kitap olur! Öyle renkli ve mücadele dolu bir hayatı var. Almanya’da doğuyor, küçük yaşlarda Türkiye’ye taşınıyor. Ortaokulda bir erkekten hoşlandığını fark ediyor ve kendini sorgulamaya başlıyor. Duygularına anlam veremiyor, annesine danışıyor, yardım istiyor, psikiyatriste gidiyor. Sonunda bir doktor, “Bu bir hastalık değil. Aklı başında bir çocuk, ileride belki trans birey olacak!” diyor. İşte o zaman, hissettiklerinin kötü şeyler olmadığını düşünüyor, bir daha da psikiyatra gitmiyor. Ama babası tarafından da kibarca’ evden kovuluyor. Fakat o hep mücadeleci, hep savaşçı. Ataerkil bir ailede büyümesine, babasının evden ayrılmasını istemesine rağmen, kendi yolunu çiziyor ve Ege Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanıyor ve bitiriyor. Üniversitede okurken, bir doğum günü partisinde çok güzel dans ettiği keşfediliyor ve zenne’ oluyor. Böylece sahnelere ilk adımını atıyor. Yeteneği, cesareti ve azmi sayesinde kariyer merdivenlerini birer birer çıkıyor. Yirmili yaşlarında çok cesur bir karar daha alıyor, ameliyatla trans birey’ oluyor. Sonra İstanbul’da bir restoranda sahne alırken bir yönetmen tarafından keşfediliyor ve oyunculuk dünyasına adımını atıyor... Ve maceranın gerisi geliyor. Bugün o, artık Ayta Sözeri...- Sen sadece çok iyi bir oyuncu ve şarkıcı değil, bir LGBTİ aktivistisin. Çok meşakkatli bir yoldan geliyorsun. Çok mücadele verdin. Pek çok LGBTİ derneğinin kurucusu ve yöneticisi oldun. Şimdi de hepsinin onur üyesisin. Bütün hayatın boyunca LGBTİ’lerin “görünür” olması için uğraştın. Şu geldiğin noktada kendini nasıl hissediyorsun? “Başardım!” diyor musun?Kısmen. “Tamamen başardım” diyebiliyor muyum? Tabii ki hayır! Kendimi şu slogandaki gibi hissediyorum “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” Bütün hak ihlalleri ortadan kalkıncaya kadar başarmış sayılmam ki! Herkes, her yerde, her koşulda, her zaman eşit olana kadar... Şimdilik başardığım daha görünür ve daha duyulur olmak. Bu bile önemli bir adım...- İnsanlar sana saygı duyuyor ama diğer LGBTİ’ler için durum böyle değil. Burada bir “ikiyüzlülük” yok mu?Olmaz mı? Var tabii. Ama bana saygı duyanlarda bu ikiyüzlülüğün olduğunu hiç sanmıyorum. Bana saygı duyuyorlarsa, başka LGBTİ’lere de saygı duyuyorlar eminim. Algı değişti, ezber bozuldu sanki. Sosyal medyadan çok mesaj alıyorum. Daha hiç “Sen diğerleri gibi değilsin!” türü bir mesaj almadım mesela. “Sen diğerleri gibi değilsin!” de bu arada en sevmediğimiz cümlelerin başında gelir...- Sen hiçbir zaman seks işçiliği yapmadığını ama seks işçiliğinden gelen parayı yediğini söyledin...Evet. Zorunlu seks işçiliği yapan arkadaşlarım sağ olsunlar bana hayatımın çeşitli dönemlerinde destek oldular. Çok parasızdım, kiramı ödediler, geçimimi sağladılar. Onlara her fırsatta teşekkür Peki sen seks işçiliği yaptığını söylesen, yine aynı saygıyı görür müydün?Zor bir soru. Ben de zaman zaman kendime bunu sorup yanıt arıyorum. Ama önceden zorunlu seks işçiliği yapmış ama şu anda “normal” diye adlandırılan işlerde çalışan arkadaşlarımı düşünüyorum da, hepsi saygı görüyor çevresinde. Ama biri tüm ülkede tanınana kadar bu sorunun cevabı net değil. Yine de ben hep iyimserim, bence o saygıyı kazanırlar...- Seninle diğer LGBTİ’ler için bir kapı açıldı. Ve o kapıdan başka trans bireyler yürüdü. Artık trans birey cerrahlar, eczacılar ve daha pek çok meslek sahibi kadınlar var. Bu seni ne kadar mutlu ediyor? Çooook. İnanılmaz mutlu Verdiğin mücadelenin meyvesini görmek gibi bir şey mi?Aynen öyle! Düşünsene, senden güç alıp arzu ettikleri, eğitimini aldıkları meslekleri yapmak için çaba gösteriyorlar. Ve yapıyorlar sonunda. Tarifsiz bir tatmin ruhum için. Başarıdan söz ediyorsak, gerçek başarı bu işte!TRANSFOBİ VE HOMOFOBİ TEDAVİ EDİLMESİ GEREKEN HASTALIKLAR - Hâlâ trans kadın olarak zorluk çekiyor musun?Transfobi ve homofobi tedavi edilmesi gereken hastalıklar. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bu hastalıklar tedavi edilmediği, önleyici yasalar çıkmadığı sürece, her trans kadın risk altında ve zorluk içerisinde. Ben genel olarak bir zorluk çekmiyorum ama diğer trans arkadaşlarım çekiyor ve o zorluk, benim de ruhumda, kalbimde yaralar açıyor...- Trans olduğu halde asla LGBTİ hareketinin içinde yer almayan ünlüler için ne diyeceksin? Kızıyor musun onlara?Hayır, tabii ki kızmıyorum. Hareketin içinde olmayabilirler, trans olmak, görünür olmak bile yeterli bence. Varsın tek cümle bile kurmasınlar! Tek istediğim, belki tek ricam, transfobi ve homofobi üretmesinler! Onun dışında var olsunlar yeter...TRANS KADININ İKİ KERE ADI YOK!- 8 Mart trans kadınlar için ne ifade ediyor?Bütün kadınlar için ne ifade ediyorsa bizim için de onu ifade ediyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü hepimize kutlu olsun. Evet, bu ülkede kadınlara uygulanan hak ihlalleri ve bitmez tükenmez bir şiddet var. Kadın hareketi olarak tüm kadın cinayetlerinin çetelesini biz de tutuyoruz. Trans kadın, na-trans kadın ayırt etmeksizin. Ve yine ayırmaksızın cevap vermek isterim Sonuçta trans da olsan, kadınsın. Erkek egemen bir toplumda, sana doğuştan verilmiş rütbelerini, bile isteye söküp atıyorsun. Zayıf olanı, adı olmayanı seçiyorsun. Tabii ki trans kadının adı yok. Hatta çok yakın yıllara kadar, ötekinin de ötekisi olduğu için trans kadınların iki kere adı yoktu!DUYGU ASENA BİR ZEYTİN AĞACI GİBİ UZUN ÖMÜRLÜ“Duygu Asena’yı anan klipte oynamaktan onur duydum. Bir zeytin ağacı gibi Duygu Asena. Hem barışı hem verimliliği hem direnci temsil ediyor. Mücadelesi, zorluklara katlanışı ve yazdıklarıyla yıllarca okunacak olmasıyla zeytin ağacının uzun ömrünü hatırlatıyor bana...” Televizyon dünyasının renkli isimleri arasında yer alan ve 43 yaşında olan Ayta Sözeri Dadı dizisi ile ülkemizin ilk trans oyuncusu oldu. Son yılların popüler isimleri arasında yerini koruyan sanatçı hakkında, Ayta Sözeri kimdir? İzmir ile bağlantısı, sevgilisi kim, Ayta Sözeri filmleri, dizileri ve erkek adı gibi aramalar yapan internet kullanıcıları, oyuncu, şarkıcı ve aktivist Ayta Sözeri ile ilgili tüm ayrıntıları merak ediyor. AYTA SÖZERİ KİMDİR? BİYOGRAFİSİ VE GENÇLİĞİ Ayta Sözeri, 31 Mart 1976 yılında Almanya’da doğdu. Anne tarafı Çerkes asıllı olan Ayta Sözeri, tarih 1982 yılını gösterdiğinde ailesi ile birlikte İzmir’e taşındı. 20’li yaşlarında bıçak altına yatarak cinsiyet değiştirme operasyonu geçiren Ayta Sözeri, İzmir Ege Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Daha sonra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Türk Sanat Müziği korosunda müzik eğitimi alan oyuncu ve şarkıcı Ayta Sözeri profesyonel müzik kariyerine Sezen Aksu’nun vokalliğini yaparak başladı. ZEKİ MÜREN VE BÜLENT ERSOY Çocukluk yıllarında kendisini eşcinsel sandığını söyleyen Ayta Sözeri, eşcinsellik ile ilgili kaynakları o yaşta okuyamadığını, önünde iki rol model bulunduğunu, bunlardan birinin Zeki Müren, diğerininse Bülent Ersoy olduğunu söylüyor. Cinsiyet değiştirme ameliyatının öncesinde duygularına anlam veremeyen ve annesiyle konuştuktan sonra psikologlarla görüşen Sözeri, doktoru sayesinde yaşadığı durumu anlamlandırmaya başlıyor. SAHNELERE İLK ADIM VE AMELİYAT Babası tarafından evden kovulan ve bir yandan çalışırken, diğer yandan eğitim hayatına devam eden Ayta Sözeri, tiyatro kariyerine başladı ve Levent Kırca Tiyatrosu’nda yıllarca oynadı. Sahnelere ilk adımını zenne olarak atan ünlü şarkıcı ve oyuncu, çalıştığı yere solistin gelmemesi üzerine sahneye çıktı ve şarkıcılık serüveni böylece başladı. Bu yıllarda para biriktiren Sözeri, ameliyat olarak trans birey oldu. AYTA SÖZERİ’NİN DADI VE HAYAT BAĞLARI DİZİSİ Oyunculuk kariyerine 2000 yılında yayınlanan Dadı dizisi ve Hayat Bağları dizisi ile başlayan Ayta Sözeri, Sinema Yazarları Derneği Ödül Töreni’nde, Aile Arasında sinema filmi ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödülü aldı. AYTA SÖZERİ SİNEMA FİLMLERİ Güneşi Gördüm filmi 2009 Teslimiyet filmi 2009 Kukuriku Kadın Krallığı filmi, 2010 Koca Dünya filmi 2016 Aile Arasında filmi 2017 AYTA SÖZERİ TELEVİZYON DİZİLERİ Dadı dizisi 2000 Hayat Bağları dizisi 2000 Arka Sokaklar dizisi 2006 Kuzey Rüzgârı dizisi 2007 Dudaktan Kalbe dizisi 2008 Akasya Durağı dizisi 2009 Kahramanlar dizisi 2009 Parmaklıklar Ardında dizisi 2010 Papatyam dizisi 2011 Acayip Hikayeler dizisi 2012 Kayıp Şehir dizisi 2012 Ulan İstanbul dizisi 2014 Paramparça dizisi 2015 Haberler Yaşam HT Pazar 1976 Almanya doğumlu Ayta Sözeri, Kayıp Şehir dizisinde travesti Duygu karakterini canlandırıyor. Gerçek hayatında da bir trans birey. Sıkı bir insan hakları aktivisti. Onu daha önceden başka dizilerde, sinemada, tiyatroda görmüştük, bol ödüllü bir oyuncu ABONE OL "Seks işçiliği yapmadım" - 1051 Güncelleme - 1057 Kayıp Şehir'in travestisi 'Duygu' içini HT Pazar'a döktü HEJA BOZYEL / HT PAZAR 1976 Almanya doğumlu Ayta Sözeri, Kayıp Şehir dizisinde travesti Duygu karakterini canlandırıyor. Gerçek hayatında da bir trans birey. Sıkı bir insan hakları aktivisti. Onu daha önceden başka dizilerde, sinemada, tiyatroda görmüştük, bol ödüllü bir oyuncu olduğunu biliyorduk. Ama galiba bugüne kadar bu kadar çok merak etmemiştik kim olduğunu... Bu bir röportaj değil. Bir senaryo ya da hikâye hiç değil. Ünlü bir oyuncu ve bir trans birey olan Ayta Sözeri ile geçirilmiş bir akşam üstünden kalan izlenimler diyebiliriz. O akşam üstünden sonra uzun süre kendime gelemedim. Ayta Sözeri, hafızamda Kıbrıs'ta sahne alan efsane bir şarkıcıydı önce. Sonra "oha" dedirten bir oyuncu olarak çıktı karşıma. Gerçekten tanıştığımdaysa o da bir kardeşim oldu. Çok şey konuştuk. Bu sayfadaysa "Kayıp Şehir"i ve dizi sözleşmesinin izin verdiği kadarını okuyacaksınız... Ne zaman geldiniz Almanya'dan? 80'lerin başında geldik, İzmir'e yerleştik. Üniversiteye kadar İzmir'deydim. O zamandan beri ailem de orada. Nasıl başladınız oyunculuğa?Hayatım boyunca oynadım. Bazen kendimi bazen başka insanları... Mesela bir erkeği oynadım yıllarca. Şarkı söylemek istiyordum, sesimin çok güzel olmasını istiyordum. Okulda koroya alınmayınca tiyatro koluna girdim. Sonra üniversite dahil büyük oyunlarda oynadım, ödüller aldım. Sesimin güzel olduğuna inanıp sahneye çıkmaya başladığımda Melek Baykal ile tanıştım. Beni izlemeye gelmiş, beğenmiş. "Seni bir bölüm oynatalım" dedi. O zaman Hayat Bağları dizisiyle başladım oyunculuğa.'HAYALİMDEKİ BÜYÜK OYUNCULARLA OYNADIM' Başta küçük rollerdeydiniz sonra bir anda sinemaya geçtiniz...Her şey belki de olması gerektiği gibi ilerledi. Doğal bir oyuncuyum ben, konservatuvarlı değilim. İşletme fakültesi mezunuyum. 5 yıl Levent Kırca tiyatrosunda oynadım, o zaten başlı başına bir oyunculuk eğitimi oldu. Birlikte oynamayı hayal ettiğim büyük oyuncuların birçoğuyla kamera karşısına geçtim. Hepsinden bir şey öğrendim. Ama isminizi trans birey rolleriyle tanıdık. Güneşi Gördüm filminde Tuana, Teslimiyet'te Aygül... Bir oyuncu olarak sürekli aynı rolleri oynamaktan rahatsız olmuyor musunuz?Heteroseksüel kadın rollerinde de oynadım birçok kez. Trans bireyi oynamak aslında beni korkutmuştu. Acaba sadece kendimi mi oynayacağım diye endişelenmiştim. Sonra fark ettim ki aslında hepsi farklı farklı karakterler. Hiçbiri bana benzemiyor. İşin bir de duygusal yönü var. Zaten kendi hayatınızda yaşadığınız ya da en azından şahit olduğunuz olayların çok benzerlerini tekrar tekrar bu rollerle yaşamak kolay olmasa gerek...İki kere yaşadım bu dediğini. Biri dizide arabadan atıldığım sahne. Çünkü birçok arkadaşımın başına geldi bu. Onları dinlediği zaman insanın tüyleri diken diken oluyor. Bir de babamın öldüğü sahne. Ben de gerçekten babam öldüğü zaman üzülmeyeceğimi düşünüyordum. Ama öyle olmuyormuş. Şair "Sizin hiç babanız öldü mü" diyor ya... Çok farklı bir şeymiş. Babamın öldüğünü telefonda öğrendiğim andaki hislerimi dizide neredeyse aynı şekilde yeniden yaşadım. 'BİZİ ÖTEKİLER DE ÖTEKİLEŞTİRİYOR' Arkadaşlarınız dizi hakkında ne düşünüyor? Başta arkadaşlarım benim için izliyorlardı diziyi. Taraflı bakıyorlardı. Her şeyden önce aktivizm için seyrettiler. İzledikçe hikâyenin içine girdiler, o zaman ben ben olmaktan çıktım, Duygu oldum. Sadece Duygu karakteri değil; dizinin tamamının bir şey yapmaya çalıştığını fark ettiler. Dizi sadece trans bireylerle ilgili önyargıları işlemiyor...Bütün "öteki"lerin dizisi aslında. "Öteki" hiç sevmediğim bir kelime. Bize öğretilmiş. Öteki denince herkesin aklına trans bireyler geliyor. Oysa çingeneler yani Romanlar, siyahiler, Doğulular da öteki. Bir yere ait değilsen ötekisindir. Sen Karadenizli'yken de öteki olabilirsin Çerkezken de. Ama translar ötekinin de ötekisi. Bizi öteki olanlar da ötekileştiriyor. Bu nedenle biraz daha ağır yaşıyoruz. Diziyse herkes gibi yaşadığımızı gösteriyor. Biz de yemek yiyoruz, uzaydan gelmedik, farklı şeyler yapmıyoruz. Sadece hayat bize başka yollar sunduğu için hayata başka türlü tutunuyoruz. Gökçe Bahadır için de seyreden arkadaşım var, İlker Kaleli için de Nick Xhelilaj için de Nazan Kesal için de... Ama herkes Kayıp Şehir'i seyrediyor. 'Seks işçiliği yapmadım' Bu dizi birçok anlamda iyi bir adım oldu ama "Keşke şunu da anlatabilsek" dediğiniz konular var mı?Şu anda çok iyi şeyler işliyoruz. Başka yerlerde ya kavga eden, hapse giren, pazarlık yapan ya da fazla karikatürize trans bireyler görüyoruz. Bizse sadece hayatı anlatıyoruz. Sanki translar 24 saat kavga ediyor, işe çıkıyor gibi gösteriliyor. Öyle değil ki hayat... Tamam sizinle ilgili her şeyi izliyoruz ama gerçek işinizi yaptığınızı görmüyoruz. Zehra karakteri kuru temizlemede çalışıyor, onu ütü yaparken izliyoruz. Sizi ya da seks işçisi olan Aysel karakterini Gökçe Bahadır çalışırken görmüyoruz. Bunun özel bir nedeni var mı?Bu benimle ilgili değil. Senaristlerin kararı. İnsanlar ne iş yaptığımızı ve nasıl yaptığımızı zaten yıllarca gördü. Artık bunu görmek istemiyorlarmış. Ayrıntıları izlemek istiyorlar. Ayrıca ne Aysel ne ben çalışmak istemiyoruz ki. Transların önünü açtığınızı düşünüyor musunuz?Kapıyı açmak değil de aralamak diyelim. "Daha önceden bu kapı kilitliydi" demiyorum. Ama birçok trans birey arkadaşım oyunculuk eğitimini nereden alabileceğini soruyor. Ayrımcı olmayan kurslara yönlendirmeye çalışıyorum. Bu çok güzel bir şey. Bize öğretilen normal düzen içinde, daha hayatın içinden bir iş yapmak istediğinden bahseden arkadaşlarıma cesaret verdiğimi düşünüyorum. Süpermen değilim ki, sadece yeteneğimi kullanabileceğim bir yerde olmak için sebat ettim. Seks işçiliği yapmadım. 'Bir seri katili oynamak isterdim' Neredeyse her oyuncunun hayali bir hayat kadınını ya da trans bireyi canlandırmaktır. Siz hangi rolü oynamak isterdiniz?Ne kadar şanslıyım ki hayat kadını olan bir trans bireyi canlandırıyorum! Bu zor bir soru. En çok bir seri katili oynamak isterdim sanırım. Hannibal gibi, zeki bir katil. Erkek rolü gelirse?Eğer yapabileceğim bir rolse denerim. Niye olmasın ki? Şarkıcılık yönünüz de var. Albüm çıkarmayı düşünüyor musunuz?Şarkıcı olmak için geldim İstanbul'a ama kendimi bambaşka bir dünyada buldum. Albüm yapmak isterim tabii ama henüz kesin bir şey yok. Kız kardeşim kadar sevdiğim müzisyen bir kadın var. Bana bir göz kırptı. Albüm olmasa bile belki bir düet olur... 'Annem umarım izliyordur' Dizi trans bireylerin aileleri için de önemli. LİSTAG Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transseksüel Aileleri İstanbul Grubu sizinle iletişime geçti mi?LİSTAG her zaman desteklediğimiz, toplantılarına gitmeye çalıştığımız, derneklerimden çıkmış bir topluluk. Anneniz izliyor mu diziyi?Umarım izliyordur. Annemle bu konuları çok konuşmuyoruz. Bana biraz böbürlenmek gibi geliyor "Anne diziyi izliyor musun, beni gördün mü" demek. Konu arasında laf açılırsa konuşuruz. Dizi önceden annem yaşlı, o saatte uyuyor olabilir. Şimdi izliyordur. Her Türk kadını gibi dizi takip etmeyi çok seviyor. Yüz yüze geldiğimizde eleştirileri olacaktır. "Çok kilo almışsın, o kadar kısa giyme" gibi şeyler söyleyecektir. Türkiye’nin ilk oyuncu Trans bireyi olan Ayta Sözeri oyunculuğun yanı sıra müzisyendir. 1976 yılında Almanya’da dünyaya gelmiştir. 6 yaşında iken 1982 senesinde ailesi ile birlikte Türkiye’ye dönüş yapmıştır. Babası elektrikçi annesi ise ev hanımıdır. İki ablası ve bir kız kardeşi vardır. 20 yaşında ameliyat olmuştur. Kendisindeki farklılığı çocuk yaşlarda hissettiğini belirten Ayta Sözeri Lise’den önce annesine anlatmış, annesi ise babasından gizlemesi gerektiğini belirtmiş ancak Ayta Sözeri babasına anlatmış ve babasının evden kibarca kovduğunu dile getirmiştir. Bir dönem İstanbul Boncuk Restaurant’ta sahne almıştır. Bugüne kadar Arka Sokaklar, Dudaktan Kalbe, Kuzey Rüzgarı, Dadı, Ulan İstanbul ve Kayıp Şehir gibi dizilerde rol almıştır. 2017 yılında ise Gülse Birsel’in senaryosunu yazdığı ve Aralık ayında vizyona giren Aile Arasında isimli sinema filminin oyuncu kadrosuna dahil olmuştur. Ege Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olmuştur. Aslen İzmir’lidir. İnsan hakları ve LGBTİ aktivisti’dir. ege üniversitesi işletme mezunu oyuncu. kendisiyle yapılmış söyleşi için bknz yakında gösterime girecek olan teslimiyet adlı filmde oynamıstır. aynı zamanda taksimde bir mekanda fasıl ekibiyle birlikte sahne almaktadır. sesi ve sahnesi gayet ve teslimeyet filmi için bilgiye asagıdaki linkten sahip `kayip sehir`in iyi kalpli travestisi duygu'yu kendi gercekte hiç bulaşmamış oluşu ile mücadeleyi erken bırakan translara ve travestilere güzel bir ornek teşkil ettigini düşünüyorum. keşke ben yapsaydım dediğim röportajın konuşulan kişisi... çok sempatik çok gerçek. kayıp şehir'deki sahnelerinde bi tatlılık bi benim de böyle dostum olsunculuk falan. iyi oyuncu demek ki. saba tümer' e kardeşi kadar benzeyen oyuncu kişisi. yaz boyunca kınalı ada boncuk restaurantda sahneya çıkacak sanatçı... on parmağında on marifet oyuncu... bir de gerçekten iyi bir insan. tanıyıp da sevmeyen var mıdır merak ediyorum. cok sempatiktir, cok iyidir orasini bilemem ama allah gunah yazmasin korkunc sarki soyluyor. yazin basindan beri ayni eziyete maruz kaliyorum; boncuk'un isletmecileri sagolsunlar sesi oyle bir aciyorlar ki her cuma-cumartesi yatak odamda cinliyor sesi. yaz gunuyle cam kapali uyumaya calisiyorum ama birbucuguna kadar suruyor anlamadigim para verip kendisini dinleyenler. belki de ancak sarhos kafayla cekiliyordur bilemiyorum. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.

ayta sözeri kim erkek hali